Flaneur’ün yeni kitabı, Elif Nurşad’ın, kökleri 2000’lerin ortalarına dek uzanan eskiz defterlerinden doğup eskizleri resim, resimleri panel, panelleri grafik romana dönüştüren çalışması Âşık Kedi. Kedi’nin dünyaya yönelmiş bakışını avlamaktan ya da tercüme etmektense bakışlarını onunki ile birleştirmiş bir ilgi kitabın her sayfasında gözle görülür durumda bırakılmış. Kedi olanın âşık bakışlarının ve henüz kedi olmayanın karşı-aşkında, denenmemiş bir güzergâhta, kendi yolunu kanla açan bir anlatıcı, Elif Nurşad.
Bu ilk bakışta hibrid gibi görünen form, eser olmaya giden notların, resimlerin, desenlerin, fotoğrafların, metinlerin sulu boya, mürekkep, guaj ve karalamalar ile ressamın araştırma çizgilerini açık yaralar gibi görünür halde bıraktığı, türler arasında gezinen türler üstü bir kitap çıkarıyor ortaya. Sanatçının fotoğraf ile resim, insan-dışı hayvanlar ile insan, görme ile görülme, dış manzara ile iç dünya ve hatta yer yer noir tadında bir polisiye ile tutkulu bir romans hattını izleyen anlatıcıları yalnızlık ve en ‘’sosyal’’ medyalar dahil, hemen hemen hiçbir şeyi dışarıda bırakmıyor. Okur hangi kediyi izlediğinden çok, bir müddet sonra belki kendisinin hangi kedi olduğunu sorgulamaya başlayabilir, bu noktada. Bakıp bakmadığı meçhul, Küs bir tane mi, yoksa yaşamını birleşip ayrılan bir temaslar zinciri ile çözmeye çalıştığı bir tür ısınma problemi olarak gören bir tane mi…
Flaneur Books’un yeni kitabı Âşık Kedi’de, kitabın içine girmeye cesaret ettiği metamorfozun bir benzeri de okur tarafından deneyimlenilmek üzere bekliyor.