Özbeklere göre evrendeki iki bu¨yu¨k yoldan biri olan İpek Yolu u¨zerinde sekizinci yu¨zyıldan başlayarak görkemli kentler yu¨kseliyor birbiri ardına... Ku¨tu¨phaneler, medreseler, rasathaneler, şifahaneler ve ulu mabedler... Sultanlar ve varlıklı insanlar kitap toplamak için uzun yolculuklara çıkıyorlar. Fethedilen u¨lkelerden cizye yerine kitap istiyor halifeler. Çarşılarda dini-felsefi-bilimsel tartışmalar yapılıyor. Bağdat ve Şam’ın görkemli rasathanelerinde ise astronomi çalışmaları... Öyle bir meşaledir ki yanmaya başlayan, her meraklı zihin bu ateşten kendine du¨şen payı alır. Ve her bu¨yu¨k deha, bu ateşe kendi “kor”unu bırakır. Asya’nın Kandilleri, hem uygarlık ateşine kendi ‘kor’unu bırakan bu¨yu¨k u¨stadların hikâyesini anlatıyor, hem de bizim hikayemizi.