Avrupa’da ve bizde "Şark Meselesi" olarak bilinen konunun tarihi onbirinci yüzyıla kadar iner. Avrupalılar, özellikle Türklere karşı Kudüs’ü kaybetmeleriyle beraber Haçlı Seferlerine başlamışlar ve Haçlı Seferleri şu veya bu şekilde günümüze kadar devam etmiştir. Türk milleti güçlü olduğu müddetçe ne Avrupa’nın, ne de Asya’nın devletimiz üzerinde hiçbir yaptırımı olamadı. Ancak Asya’nın batıdaki kalesi olan Osmanlı’nın çağa gereği gibi ayak uydurmaması, içten ve dıştan vurulan darbelerle dağılması üzerine Avrupa devletleri, Osmanlı’nın topraklarında paylaşımlara girdiler. Fakat kitaptan da anlaşılacağı üzere bu son durumdan hiçbiri memnun değildi. Ayrıca Avrupa’nın hakimiyet anlayışıyla, Türklerin yönetimi birbirine uymadığından, Avrupalıların işgal ettikleri yerlerde de hiçbir vakit huzur sağlanamadı. Bu vaziyet günümüzde herkesin yakından takip ettiği gibi Avrupa’da da, Asya’da da aynıdır. İşte elinizde bulunan bu kitapta, Doğu problemi’nin özüne inilerek, 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında Orta Doğu’nun ve Asya’nın yeniden şekillenmesi anlatılmaktadır.