Atavi Hazretleri vaizin bu son sözleri üzerine birden şimşek gibi yerinden doğrulup ayağa kalktı. Göz açıp kapayıncaya kadar vaaz kürsüsünün önüne gelip bir doksanı aşkın boyuyla ve heybetli haliyle Osman Hocayı cüppesinin yaka kısmından iki eliyle kavrayıp sımsıkı tutarak yerinden kaldırıp kürsünün üç dört metre önüne savurdu. Tok ama celalli halinden ötürü ve nefes nefese bu yüzden de biraz boğuk bir sesle: “-İmam Ali hiçbir zaman imametten kaçmamıştır, kaçmayı dahi düşünmemiştir. Bu hikâye de diğer benzer hikâyelerde olduğu gibi Allah’ın Arslanına yapılmış bir iftiradır. Ümeyye oğullarının ve Emevilerce Hazreti Peygamberin rıhletinden sonra zalimlerce yapılmış olan hilafetin gaspı vakıasını haklı göstermek için uydurulmuş kuyruklu bir yalan ve çirkin bir yakıştırmadır.” Bu sözlerin tamamını sarf ettikten sonra Atavi derin bir nefes verdi.