Hunların tarihi yalnızca siyasi, askeri ve diplomatik yönleri olan zaferler, mağlubiyetler, mücadeleler tarihi değildir. Avrupa coğrafyasında Hunların hakimiyeti altına giren kabileler, kavimler ile hemhudut olduğu münasebet tahsis ettiği devletler bakımından “öteki”nin tarihi idi. Savaş meydanlarında ordular harp ederken, sözlerde ve kalemlerde diller, inançlar, kültürler, davranışlar, alışkanlıklar çarpışıyor, biçimden biçime sokuluyordu. Bunların neticesinde oluşan önyargılar ise hakikatin yerine geçiyordu. Öyle ki, Romalıların ve mirasçılarının bakış açılarında, kendi medeniyet daireleri dışında kalan, kâfir yahut düşman görülen, barbar addedilen unsurlar Hunlar ile özdeşleştirilmeye başlanıyordu.
Avrupa coğrafyasında emperyal bir devlet tesis eden, tarihte silinmez izler bırakan ve binlerce yıllık birikimin mahsulü kültüre sahip ''Hunları anlatan birkaç kelime nedir'', diye sorulsa cevap şüphesiz; “at”, “ok” ve “askerlik”in şekillendirdiği sosyo-ekonomik yapı ile sonsuz gibi algılanan Bozkırın belirlediği tefekkür dünyası olacaktır. Bu kitapta; yazılı kaynaklardaki sınırlı bilgiler ile Hunların hâkimiyet ve faaliyet sahalarında yapılan arkeolojik kazılar sonucu elde edilen bulgular ışığında, Avrupa Hunlarının hayat tarzı ortaya konmaya, yaşadığı çevre ve mekândan idarî yapılanmalarına kadar Hun toplum hayatı resmedilmeye, hukuk, inanç gibi değerlerle, vazgeçilmez unsur haline gelen at ile ok-yay başta olmak üzere silahlara ve onlara yüklenilen mânâlara dikkat çekilmeye, Hun insanı ve toplumuna dâir söylenebilecekler yansıtılmaya ve isimleri hep savaşlarla anılan Hunları zafere götüren hususiyetlerin arka planı gözönüne serilmeye çalışılmıştır. Ayrıca Atlı-şehirliler adı ile eski Türk hayat tarzının ifadesi bakımından Atlı Şehirli Kültürü tabirinin yeni bir mefhum olarak tartışılmaya açılması murat edilmiştir.