Her şiir bir müzedir. Duygularımızın, fikirlerimizin, kanaatlerimizin, umutlarımızın, sevinçlerimizin, acılarımızın, öfkelerimizin ve nice hasletimizin sergilendiği bir müze. Elinizdeki kitap, genç bir şairin dimağında ve yüreğinde beslediği, büyüttüğü ve hatta öldürdüğü duyguların cesurca terennümü. “Atlara fısıldayan” şair Alperen Alparslan, bahse konu müzeleri gezdirirken sizi masumane bir sevgi gösterisinin ve çılgınca haykırışın tılsımına davet ediyor. Şüphesiz her şair gibi, onun “adı da savaşlara gebe” ve bu savaştan sağ çıkıp çıkmadığına sizler kani olacaksınız. Kanaatiniz ne olursa olsun; genç kalemşorun, şiirin burçlarında dalgalandırdığı ses bayrağını ruhunuzun zirvelerinde duyacaksınız. Umarız, Alperen Alparslan, Türk şiirinin -tüm kaygıları bir kenara bırakarak- tek kaygısı estetik hazlar olan neferleri arasında çolpan misali parlayacak ve hiç sönmeyecek dizelerin müellifi olur.