Bilindiği gibi, normal bir uluslararası örgüt modelini aşarak kurucu antlaşmaların verdiği yetkiler bağlamında organlarının kararlarının ulusal hukuk düzenine etki uyandırdığı dünyada kendisine münhasır tek bir ulus üstü örgüt örneği niteliğindeki Avrupa Birliği, Avrupa’da ekonomik bütünleşme amacından yola çıkarak siyasal birliği hedefleyen bir yapılanma olarak kurulmuştur. İki yüz yılı aşkın bir süreçte Türkiye’nin batılılaşma ve modernleşme projesi kapsamında Avrupa Birliği içinde yer alma hedefi, altmış yıldan beri inişli çıkışlı dönemlere rağmen güncelliğini korumaktadır. Avrupa Birliği’nin sadece ekonomik ve teknolojik kalkınma projesi olmayıp, siyasal ve medeniyet projesi olması Türkiye’nin bu yapılanmaya tam üyelik hedefinin sonuçlanmamasını beraberinde getirmektedir. Değişik üniversitelerden konularında uzman olan birikimli akademisyenlerin bu konuda yaptıkları değerlendirmeleri içeren çalışmaları, farklı perspektiften Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin nasıl göründüğüyle ilgili genel bir resmi ortaya koymaları açısından alana oldukça önemli katkı sağlayacaktır.