Kimlik, farklılıktan kaynaklanan bir modern dönem olgusudur. Kentleşme, bireyselleşme, endüstrileşme gibi süreçler üzerinden toplum bireye farklı kimlikler yüklemiştir. Bunun ötesinde kolektif kimlikler olarak sözünü ettiğimiz kategorilerin ilk habercisi, bir yandan feodal birimlerin birleşmesi diğer yandan imparatorlukların parçalanması ile ortaya çıkan ulusal kimlikler olmuştur. Kimlik zamanla değişen, dönüşen ve farklılaşan dinamik bir karakter sergilemektedir. Kimlikler bir yandan toplumsal yapı içerisinde yaşamanın doğal bir gerekliliği olarak kendini gösterirken, bir yanıyla farklı amaçlar, ideolojiler ve siyasal emeller uğruna şekillendirilen kurgulardır. Günümüzde kimliklerin bu denli revaçta olmasının nedeni, iki binli yılların başından itibaren kimlik siyasetinin küresel siyaset arenasının en belirleyici parametresi olmasından kaynaklanmaktadır.
Bu kitap, Avrupa kimliğinin oluşum süreçlerini Antik Yunan'dan günümüze geçirdiği safhalar ve tarihi dönüm noktalarından hareketle analiz etmekte ve Türk kimliğinin Avrupa kimliğiyle ilişkilerini idiosyncratic (nevi şahsına münhasır) ve etnometodolojik boyutlarıyla sosyo-politik bir mukayeseye tabi tutmaktadır. Bu tarihsel ve sosyolojik arka plan, bugün Türkiye-Avrupa Birliği müzakere süreçlerinin gelecek perspektifine dair ciddi ipuçları verecektir.
Ayrıca bu eser, Avrupa'nın aydınlanmacı ve Avrupa merkezli uygarlık oluşturma söylemlerine dayalı bir hegemonik kültür oluşturma iddialarını, “oluşturucu ötekilik” (constitutive otherness) yaklaşımı ve teziyle çürütmeyi amaçlamaktadır.