Gramscici bir teorik bakış açısına ve sistemli bir karşılaştırmalı yaklaşımın geliştirilmesine yaslanan Avrupa’da Faşizmin Yurttaş Dayanakları: İtalya, İspanya ve Romanya 1870-1945’te, faşist rejimlerin tıpkı kitle demokrasileri gibi zayıf ve ayrışmış sivil toplumlar yerine iyi örgütlenmiş sivil toplumlara ihtiyaç duydukları ileri sürülerek, otoriterlik hakkında genel kabul gören Tocquevilleci görüş birliğine meydan okunmaktadır. Kitapta bu yöndeki argüman ortaya atılırken, dünya savaşları arasındaki devrin en önemli üç otoriterlik örneğine odaklanılmaktadır: İtalya, İspanya ve Romanya. Bu üç örneğin hepsinde de faşizmin, gönüllü birliklerin hızla gelişmeleriyle hâkim sınıf içindeki politik partilerin zayıf bir şekilde gelişmelerinin çakışması yüzünden ortaya çıktığı ileri sürülmektedir. Kitaba göre bu durum bir hegemonya krizi yaratmıştır. Riley, bundan hareketle krizin 19. yüzyılda sivil toplumun gelişimine bağlı bulunarak aldığı özgül şeklin izini sürmektedir.
“İtalya, İspanya ve Romanya’da faşizmin yükselişinin bu dâhiyane incelemesi, Tocqueville ve Gramsci’yi alışılmamış ve şaşırtıcı bir sohbetin içine sokmaktadır. Bu [kitap] sivil toplum, faşizm ve demokrasi hakkındaki düşünüş şeklinizi değiştirecektir.”