Aydın kavramı toplumumuzda ve kültür hayatımızda nesnel-bilimsel bir kavram olarak değil bir paye, bir değer yargısı olarak görülmektedir. Doğu Perinçek, geliştirilmiş 3. Basımı gerçekleşen kitabında bu anlayışları eleştirerek aydını gerçek yerine oturtuyor.
Kitapta aydın, üretim ilişkileri ve sınıf mücadelesi ekseninde değerlendiriliyor. Perinçek’e göre aydınlar bir sınıf oluşturmazlar, fakat onlar bulundukları sınıfın ideolojik öncüsüdür. Aydınlar bir sınıf adına düşünce ve sanat eseri üreterek, o sınıfın toplum üzerindeki ideolojik hegemonyasına veya siyasal yönetimine hizmet etmektedir.
Doğu Perinçek “bağımsız” ve “özerk” aydının da bir peri masalından ibaret olduğunu gözler önüne seriyor.
“Önümüzdeki yıllara Türkiye aydını açısından bakarsak, ülkemizin devrimci aydın geleneğinin yeniden canlanacağı görülüyor. Aydın kırımı ve çürümesi dönemi arkada kalmaktadır.”