Bir toplumda yalnız bir kişi tek başına yokluk yoksuzluk, işsizlik, parasızlık, evsizlik gibi ağır koşullarla karşılaşırsa dayanma gücü çok çabuk tükenebilir.
Ancak sırtladığı sıkıntıların herkese birden yüklenmiş olduğunu öğrenirse, ruhen rahatlar, sanki en ağır sorunları hafiflemiş gibi hisseder. Bu ruh halini açıklayan bir atasözümüz vardır:
“El ile Gelen Düğün Bayram”.
Bu atasözümüzün açıklaması şudur: Çok ağır koşullar altında ezilen bir kişi, “yalnız benim başımda değil, herkes aynı sıkıntı içindedir" diye teselli bulur. İşte insanların bu ruh halini çok iyi bilen kurnaz egemenler, sömürgeciler ve para babaları bir tekerleme uydurmuşlardır:
"Hepimiz Aynı Gemideyiz"
Özellikle ekonomik bunalımlarda bu söylem sık sık piyasaya sürülür. Emekçiler, emekliler, işsizler, yoksullar yıkıcı ekonomik bunalımlarda inlerken: kurnaz tilkiler saraylarında, köşklerinde, yalılarında görkemli yaşamlarını sürdürüp aynı masalı toplumun üzerine boca ederler:
"Hepimiz Aynı Gemideyiz!"
Yalnız ülkemizin değil, tüm dünya halklarının Corona virüs pandemi salgınıyla boğuştuğu günümüzde yine o "uyuşturucu söylemi çok sık işitir olduk:
"Hepimiz Aynı Gemideyiz!"
Gerçekten hepimiz aynı gemide miyiz? Yabancı ülkelerden ve ülkemizin çeşitli katmanlarından verdiğimiz örnekleri, somut verileri bu kitapta tek tek gözlerinizin önüne serdik. Bakalım sizler ne diyeceksiniz? Hepimiz Aynı Gemide miyiz?