Bir el arabasına doldurulmuş derme çatma eşya, derisi dökülmüş bir bavulla gelmişti yeni kiracı. Görünüşü, 'dünya umurumda degil' diyordu. Kafasını, kulaklarının üstünden iki parmak, ensesinden dört parmak kazıtmış, kuş yuvasına benzemişti. Kısa boylu, çökük yanaklı, eğri dişliydi. Yaşını kestirmek zordu. Kamburuna bakınca altmış, yuvarlanarak yürüyüşüne göre otuz, gözlük camlarının kalınlığına göre elliydi.
Söylemeyi unuttum adamın adı Teo. Garip bir mahallede bir eski apartman. Adı: Palas Pandıras Apartmanı. Her katında ikişer daire var. Oturanların çoğu da kiracı. Boşalan bir daireye, bir gün, yeni bir kiracı taşınır. Yukarıda, Sevim Ak'ın cümleleriyle tanıtmaya çalıştığımız Teo'dur bu. Bu değişik insan apartmanın da, mahallenin de yaşamını değiştirecektir. Gelin bu Az Buçuk Teo'nun serüvenini, bir çocuğun gözünden birlikte izleyelim.