Tarık Buğra, Türkiye şartlarında çok zor olanı başaran, yani hayatını kalemiyle kazanabilen yazarlardan biriydi; üniversite eğitimini edebiyat uğruna yarıda bırakmıştı. İlk başarısını hikaye dalında kazandı ve Türk edebiyatının en önemli hikayecileri arasında yerini aldı. Ancak onun asıl amacı roman yazmaktı; başarısız bir denemenin ardından Türk edebiyatında, 1950 sonrasının en önemli metinlerinden biri olan Küçük Ağa romanıyla önemli bir çıkış yaptı. Kurtuluş Savaşı’nın çok farklı bir açıdan ele alındığı bu romanı, çok partili hayata geçiş sürecinde yaşanan sancıları kasaba penceresinden bakarak anlattığı romanlar izledi. Önemli tiyatro oyunlarına da imza atan Tarık Buğra’nın en büyük şikâyeti, gazetelerde çalışmak zorunda kaldığı için asıl yazmak istediklerine fazla zaman ayıramamasıydı.
Beşir Ayvazoğlu, elinizdeki kitapta onun bu yazarlık ve yalnızlık macerasını anlatıyor. Tarık Buğra’yı sevenlere, kuru bir biyografik metin değil, roman gibi sürükleyici bir kitap sunuyor.