Edebiyat eleştirmenleri genellikle, Dostoyevski’nin Petropavlovsk zindanında idamını beklediği 1849 yaz aylarının, onun hayatında ve sanatsal yaratıcılığında bir dönüm noktası olduğunu düşünürler; ancak ben, öykü ve romanlarındaki sürekliliğe bakarak, bunun abartıldığını düşünüyorum. Bu kitapta, tümü de o meşum 1849 yılından önce yazılmış dört öykü bulacaksınız.
Öykülerden ikisi, “Dokuz Mektupta Bir Aşk Öyküsü” ile “Başkasının Karısı ve Karyolanın Altında Bir Koca,” Petersburg sosyetesinden sadakatsizlik farsları. İlki, fazladan, Dostoyevski’nin 1866’da Kumarbaz ile döneceği kumar alışkanlığını da alay konusu yapacak: gözleri etraflarında olan bitenlere kapanmış iki kumarbazı, yalnızca alacak-verecek davaları değil, karılarının ortak sadakatsizliği de buluşturacak. İkincisi ise, pekâlâ bir hiciv şaheseri sayılabilir. Bu yanlışlıklar komedisi teatral havasıyla da kahkahalarla güldürecek sizi.
“Bir Noel Çamı ve Bir Düğün” ise bu öykülerdeki hiciv ile taban tabana zıt. Dostoyevski burada, alçak bir servet avcısını yerin dibine sokmakla kalmayacak, çocukluğun saflığı ile gerçek hayatın merhametsizliği arasındaki keskin kontrastı da gözlerinizin önüne serecek. Hiçbir şey eklemeden, sadece gördüklerini anlatarak; ama bu öykünün sadece yazarının hayal gücünden süzülmüş olmadığını, başka başka biçimlerde olsa bile, o zaman olduğu gibi bugün de rastlayabileceğiniz, hatta yaşandığından emin olduğunuz bir şey olduğunu hissedeceksiniz. “Polzunkov” da onlarla benzer bir kumaştan; kendi budalalıklarının sonucu hayattan yediği silleyi şaklaban gibi başkalarını güldürerek avutmaya çalışan bu “insancık,” sizde de acı bir tebessüm bırakacak. Çevirmen olarak önerim, sevgili okur, bu öyküleri bir defa okumakla yetinmemeniz; alın ve sindirerek okuyun onları. O zaman, yazılmamış, ama sizin sezgilerinize bırakılmış ayrıntılar da bulacaksınız. HY