Kalküta doğumlu Tagore’nin kaleminden hem mistik hem de alegorik bir eser. Tılsım Taşı’nı ya da Altın Geyiği yani Ölümsüz Hakikati ve Güzelliği arayanların dolaştığı bir bahçede, bahçıvan olmayı göze alan herkes, Tagore’nin çağrısına kulak vermeli:
“Oh gel, eğer sulara dalmak istiyorsan benim gölüme gel!
Eğer çılgın gibi ölümüne atılmak istiyorsan gel, benim gölüme gel!
O serin ve sonsuz derindir. O rüyasız bir uyku gibi karanlıktır.
Orada, onun derinliklerinde geceler ve gündüzler birdir.
Şarkılar da sessizlikler de...
Oh, gel, eğer ölümüne atılmak istiyorsan benim gölüme gel!”