Meşrutiyet’in coşkusuna düşen Trablusgarp Savaşı gölgesi, Balkanlar’da süren milliyetçi yayılma hareketlerinin iştahını kabartıyordu... Trakya’dan Adriya kıyılarına uzanan Osmanlı toprakları, Rusya’nın desteklediği Sırbistan ve Bulgaristan’ın gizli bir antlaşmasıyla paylaşılır. Sonradan Yunanistan’ın da katıldığı bu antlaşmanın hayata geçmesi için beklenen kıvılcım, Karadağ sınırında Ekim 1912’de savaşı başlatır. Batıdan Sırpların, doğudan Bulgarların saldırısıyla başlayan savaş 1913 ortalarında bittiğinde, Edirne’nin batısındaki Osmanlı toprakları elden çıkmıştır. Müttefik Alman subayı Gustav von Hochwächter, bu savaşın ilk aylarında Osmanlıların doğu cephesinde görev yapmış ve bir savaş günlüğü tutmuştu. Bu kitap işte bu günlüğün penceresinden, Balkan Savaşı’na yokluklar ve eksiklerle giren ordunun, savaşı yönetenlerin başarısızlıklarının ve bu yüzden perişan olan askerler ve muhacirlerin feci durumunun bir tablosunu çiziyor.