Balkanlar'ın Osmanlı Tarihi (1352-1913)

Balkanlar'ın Osmanlı Tarihi (1352-1913)

Barkod: 9789751035363
Üreticiler: İnkılap Kitabevi
Stok Sayısı: Stokta Yok
Basım Tarihi: 1-2015
Baskı Sayısı: 1. Basım
Sayfa Sayısı: 504 Sayfa
Ağırlık: 504,00 Gram
Boyut: 15,00 (en) x 21,50 (boy)
Cilt: Ciltsiz
Kağıt: 2. Hamur
Basım Dili: Türkçe

765,00 TL
612,00 TL

“Osmanlı Devleti kuruluş ve gelişme dönemlerinde Balkanlar’da ve Anadolu’da dengeli bir genişleme ve gelişme göstermiştir. Devletin zirve dönemi olan 16. asırda Balkanlar ve Anadolu birbirine yakın büyüklükteydi. Osmanlı, Balkanlar’ı sadece yönetmekle kalmamış, orayı vatan edinmiş ve imar etmiştir. İmparatorluğun en uzun ve kayıplı yüzyılında ise devlet en fazla Balkanlar’da zayiat vermiştir. Bu zayiat sadece toprak kaybı olmamış, buraların yönetimini ele geçirenler orada yerleşik Osmanlı insanını kovmuş veya yok etmiş dahası oralarda yüzlerce senede inşa edilen cami, medrese, köprü, hastane, çeşme gibi medeniyet eserlerini de ortadan kaldırmışlar ve Osmanlılardan bir iz, bir tapu kalsın istememişlerdir. Dr. Tuğrul Kihtir’in akıcı bir üslupla kaleme aldığı bu eserinde, hem bu tarihi med ve cezirin hikâyesini okuyacak hem de bizzat çektiği fotoğraflarla o medeniyet eserlerinin son kalıntılarına tanık olacaksınız.”

- Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın

“Dr. Tuğrul Kihtir ile bundan birkaç yıl önce birlikte bir televizyon kanalında bir seri tarih programı yapmıştık. Şimdi o programlar bir klasik olarak anılıyor. Tuğrul Kihtir, bilhassa Anadolu’nun bir Türk vatanı haline geldiği dönemle ilgili yazdığı güzel kitaplarla tarihimize olan engin sevgisini, geçtiğimiz yıllarda ortaya koymuştu. Fakat Balkanlar’ın Osmanlı Tarihi: 1352-1913 adlı bu eserini okuyunca itiraf etmeliyim ki müspet anlamda yine çok etkilendim. Tuğrul Kihtir klasik Osmanlı tarihçiliğinin dışında, Osmanlı Türklerinin Balkanlar’daki öyküsünü ve Türklerin hem sanat hem de medeniyet alanındaki hizmetlerini ve hoşgörüye dayanan uygarlık anlayışını bizzat kendisinin çektiği resimlerle de güçlendirerek öyle güzel anlatmış ki, gıpta etmemek mümkün değil. Kendisinin özgün, canlı anlatımıyla kaleme aldığı bu kıymetli eseri okuyuculara hararetle tavsiye ediyorum.”

- Dr.Mehmet Saray