Sen aşkın gerçek olup olmadığını bilebilir misin?
Eğer bilirsen onun için her şeyi bırakabilir misin?
Ufacık bir umut bile aşkın doğması için yeterlidir...
Yirmi yıl önce, Erin Edwards hayatının aşkını bulduğundan emindi: Nate Lawson. Onun ilk aşkı. Her şeyini paylaştığı -gelecek ve çocuk hayallerini, sonsuza dek sürecek planları-… Onunla kalan bütün hayatını birlikte geçirecekti.
Ta ki Erin’in, Nate’in asla affetmeyeceği bir hata yaptığı geceye kadar. Erin bu aşkın yasıyla başbaşa kalmış ve asla unutmamıştı. Şimdilerdeyse çok harika bir adamla mükemmel bir ilişkisi, başarılı ve heyecan verici bir kariyeri vardı. Peki, erkek arkadaşı ona evlenme teklif ettiğinde neden aklına ilk gelen şey ‘Nate Lawson’ ismi olmuştu.
Bana Her Şey Seni Hatırlatır bir kadının hiç aklından çıkmayan ilk aşkının isminin kulaklarında çınlaması; ‘Acaba şimdi nerededir?’ ve ‘Şimdi hayatımda o olsaydı…’ sorularının beyninde yankılanmasıdır.