Tunus dinarıyla ödeyecekleri düğün faturası, Londra’da sterlin karşılığında satın aldıkları evlerinin tutarını o dakikada geçmişti…
Preising, İsviçreli ünlü bir iş adamıdır. Yine iş amaçlı gittiği Tunus gezisinde ortaklarından birinin kızına eşlik etmek amacıyla iki İngiliz’in eski bir Berberi köyü üzerine kurulu şatafatlı bir otelde verecekleri düğün davetinin ortasında bulur kendini. Ve olaylar gelişir…
Ya da gerçekten gelişir mi? Bütün bunlar Preising’in kafasından geçen masallar olabilir mi? Öyle ya, olay çölde geçiyorsa hayalle gerçek her daim iç içedir. Jonas Lüscher, bu kısacık romanında hem Arap Baharı’nın hakkını teslim ediyor, hem borsası ve piyasası çökmüş bir Batı’nın medeniyet zırhını nasıl da çarçabuk üzerinden atabildiğini gösteriyor. “Bastırılanın geri dönüşü”nü ve uygarlığın maliyetini çağdaş dünya edebiyatında bu kadar güçlü ve etkili anlatan bir roman bulmak oldukça zor.
Franz-Hessel ve Hans Fallada ödülleri başta olmak üzere çeşitli ödüller alan Jonas Lüscher, Barbarların Baharı’nda hiciv sanatını ustalıkla konuşturuyor. Bu öncü ve orijinal romanı Regaip Minareci’nin leziz çevirisiyle dikkatinize sunuyoruz.