"Önümüzden bir taksi geçerken cebinden düdüğü çıkarıp fıır fııır öttürdü. Düdüğü öttürmesine, hızla giden taksi döndü geldi, önümüzde durdu. Biz taksiye bindik. İşin şaşılacak yanı, boş arabaya başkaları saldırmadı. Arabada,
– Ulan Musa, yoksa sen trafik müdürü mü oldun? dedim.
Parmağını dudağına götürüp “sus” işareti yaptı. Nişantaşı’nda taksiden indik. Musa cüzdana davrandı.
Şoför,
– Ayağını öpeyim abi, para istemez kurban olayım... dedi, para almadı.
– Şoför tanıdık mı? dedim.
– Yoo... dedi.
– Ulan Musa, yoksa sen polis müdürü mü oldun?"