Perşembe 1936
Tüm korkularımı tekrar düşününce duyumlarımın bir listesini oluşturdum: boşluk korkusu taşaklarımı eziyor, darbe alma korkusu beni felç ediyor, korkma korkusu gün boyu kaygıya sebep oluyor, kaygı korku veriyor, heyecan (tatlı olanı bile) tüylerimi ürpertiyor, nostalji (babamı düşünmek gibi mesela) gözlerimi yaşartıyor, beklenmedik olaylar beni sıçratıyor (çarpan bir kapı olsa bile), panik hali beni işetebiliyor, en ufak üzüntü beni ağlatabiliyor, hiddet soluğumu kesiyor, utanç beni küçük düşürüyor. Bedenim her şeye tepki veriyor. Ama her zaman nasıl tepki vereceğini tam olarak bilemiyorum.
13 sene, 1 ay, 10 gün 20 Kasım Cuma 1936
İyice düşündüm. Eğer hissettiğim her şeyi olduğu gibi yazarsam günlüğüm, bedenim ile ruhum arasında, bir elçi gibi olur. Duygularımın tercümanı olur.
Bedenin Güncesi’inde Pennach, insan hayatının en önemli varlığı olanı "beden" mefhumunu masaya yatırıyor. Bedenin inceliklerini, kırılganlıklarını ve zaaflarını olduğu kadar kudret ve potansiyellerini de büyük bir ustalıkla gözler önüne seren yazar, modern insanının bedeniyle olan marizi ilişkilerine çarpıcı bir üslup ve yaratıcı bir zekayla ışık tutuyor…