Slavoj Zizek Bedensiz Organlar kitabında devrim teorisini, psikanaliz ile sinemayı, antikapitalizmi arka plana alarak baskın deleuze imgesine karşı çıkıyor.
“Deleuze hakkındaki Lacancı bir kitap Bedensiz Organlar...
Peki neden Deleuze? Son on yılda Deleuze çağdaş felsefenin merkezi referansı haline geldi: “Direnen çokluk”, “göçebe öznellik”, psikanalizin Anti-Oidipal eleştirisi ve benzeri kavramlar günümüz akademisinin geçer akçeleri oldu—bunun yanında, Deleuze gittikçe artan bir biçimde günümüz küreselleşme karşıtı Solunun ve kapitalizme karşı direnişin kuramsal temelini atan filozof olarak iş görür hale geldi. Bedensiz Organlar burada “akıntıya karşı kürek çekiyor”: Kitabın başlangıç noktası, bu Deleuze’ün (Felix Guattari’yle beraber yazdığı kitapların okumasına dayanan popüler imgesinin) altında psikanalize ve Hegel’e çok daha yakın olan başka bir
Deleuze’ün, sonuçları çok daha yıkıcı olan bir Deleuze’ün yattığıdır...
Ve son olarak bu yapıtta, popüler “Deleuzecü siyaset”in çıkmazı ve yetersizliği sergilenerek farklı bir “Deleuzecü siyasetin” hatları çiziliyor. Buradaki eleştirinin hedefinde, radikal bir moda kılığında gizlenerek, Deleuze’ü aslında günümüz “dijital kapitalizmi”nin ideoloğuna dönüştüren Deleuzecülüğün söz konusu yönleri bulunmaktadır.”