Bir gün daha... Tıpkı diğer günler gibi yaşanmayı bekleyen. Aynı sıkıcı rutin, aynı amaçsız savruluşlar. Ve bir adam. Tüm bunlara son vermeye karar veren. Bunu, sahip olduğuna inandığı bedenini ölüme mahkum ederek gerçekleştirmek isteyen ama bir türlü en doğru yöntemin hangisi olacağına karar veremeyen. İşte bu isimsiz birinci tekil şahıs, en nihayetinde bir silah alıp, kafasına bir kurşun sıkmaya karar veriyor. Kaderin ne garip cilvesidir ki, ruhsat için gerekli olan bir iki günlük bekleme dönemi, hayatında devrim niteliğinde bir değişimi beraberinde getiriyor. İntiharın yerini, intikam ve cinayet alıyor. Amaçsız hayatına son vermek yerine, dünyayı insanlara acı veren pisliklerden temizlemeyi amaç ediniyor. Ona göre, olması gerektiği gibi, Asil bir amaç hem de!Hubert Selby Jr. diğer kitaplarında olduğu gibi doğrudan, hiçbir süsleme yapmaksızın, sözü dolandırmadan, yüzünüze karşı haykırarak anlatıyor hikâyesini yine. Bekleme Dönemi’ni okurken, amaçsız bir adamın hezeyanlarında dolandığınızı zannedeceksiniz başlarda. Ama sonra göreceksiniz ki bu kitap, toplumda şu ya da bu nedenle oy hakkından yoksun bırakılanlar, ezilenler, sömürülenler, taciz edilenler; çoğu kez güçlüler tarafından sesi kısılanlar; kendilerini halsiz mecalsiz hissedenler, gerçekten elden ayaktan kesilmiş, görülmeyen, ihmal edilenler adına bağırmakla, çığlık atmakla kalmıyor, gayet anlamlı, mantıklı gerekçeler ileri sürerek onları ayağa kalkmaya, karşı çıkmaya, isyana çağırıyor.