“Atatürk’ün mutad sofrasında bulunuyordum. O akşam davetlilerin sayısı azdı. Ancak beş altı arkadaştık. Büyük adam hayatından bahsediyordu. Biz de vecd içinde kendisini dinliyorduk. Birden sustu, hepimizi ayrı ayrı süzdü. ‘Arkadaşlar, beni ilk gördüğünüz zaman hakkımda nasıl bir fikir edindiniz, anlatır mısınız?’ dedi ve bakışlarını benim üzerimde topladı. Anladım ki, önce benim konuşmamı istiyordu.” Celâl Bayar, o akşam, Millî Mücadele’nin ilk yıllarında Atatürk’le tanışmalarını, Atatürk’ün kendisinde bıraktığı ilk tesiri samimiyetle kısaca anlatır ve şöyle devam eder: “İçimden gelen samimi ve gerçek sözlerim, çelik gibi sağlam bir iradeye sahip olan büyük adamın tevazu duygusuna dokunmuş olmalı ki hafif bir sesle ve çekingen bir eda ile sordu: – Bunları yazdınız mı? – Hayır. – Rica ederim, yazınız. O zaman bu, benim için bir emirdi. Nur içinde yatsın, irtihalinden sonra bir vasiyet olmuştu. Bunun içindir ki bu kitabı yazmaya başladım ve Ben de Yazdım adını verdim. Ben de Yazdım kitabı Mütareke’den bu yana, Millî Mücadele’yi, Büyük Millet Meclisi’ni ve Hükümeti’ni, Cumhuriyet’in ilk devirlerini, Atatürk’ü ve devrimlerini bütün yönleriyle ele alacaktır. Celal Bayar”
Elinizdeki eser, Baha Matbaası tarafından 1967-1972 yılları arasında 8 cilt olarak yapılan baskı esas alınıp 3 cilt halinde düzenlenerek yayıma hazırlanmıştır. Kitabın kaynakçası ve dizini dışında, metne müdahalede bulunulmamıştır.