Ailesi çiftçi olduğu için İspanya kırsalını iyi tanıyan Lorca dadısından dinlediği geleneksel baladlar, masallar ve çingene hikâyeleriyle büyümüş, eğitim yıllarında İspanyol folklorunu araştırmış ve tüm bunları eserlerinde işlemiştir. Önce şiirleri, ardından tiyatro eserleri müthiş ilgi uyandırmıştır. 1929 yılında New York’a davet edilmiş, bu deneyim onu derinden etkilemiştir. İspanya İç Savaşı sürerken 19 Ağustos 1936’da falanjistler tarafından kurşuna dizilerek bir zeytinlikteki toplu mezara gömülmüştür.
Bernarda Alba beş kızıyla yasa mahkûm edilmiş bir duldur. Kızların her biri trajik sonuçlar pahasına özgürlüğünü kazanmaya çalışır. İç savaştan yıllarca önce yazılan bu oyunda Katolik İspanya’nın kadını nasıl boğduğu anlatılır. Lorca’nın son oyunu olan Bernarda Alba’nın Evi kimilerine göre en başarılı oyunudur. Lorca’ya tiyatroda ilk başarısını getiren Mariana Pineda ise tek tarihsel oyunudur. Bir Endülüs baladını esas alan oyunda kahraman bir özgürlük bayrağı dokuduğu için cezalandırılsa da, oyunun şiirselliği politik mesajının önüne geçer.