Parayla saadet olmaz... Büyük bir reklam ajansının sahibi, eceliyle ölen yaşlı babasının evinde Humphrey Bogart tarzı bir şapkanın altında bulduğu tabancanın oraya nasıl geldiğini öğrenmesi için Dedektif Remzi Ünal’a başvurur. Hemen çözülebilecek basitlikte görünen “iş”, araştırmaya bir cesedin de dahil olmasıyla karmaşık ve tehlikeli bir hale gelmeye başlar. Remzi Ünal olayların üzerine gittikçe cesetler artacak, yaşlı adamın ardında bıraktığı servet, şüphelilerin sayısını da artıracaktır. Polisiye edebiyatımızın usta ismi Celil Oker, Bir Şapka Bir Tabanca’da yine sürükleyici bir serüvenin içine katıyor okuru. Para hırsının kirlettiği yaşamlar, sırlarla çevrelenmiş bir aile ve görünenin ardındaki gerçekle yüzleştiriyor. “Biz Almanlar ellili yılların sonunda nasıl Dashiell Hammett ve Raymond Chandler aracılığıyla Amerika’da yaşananları öğrendiysek, şimdi de Celil Oker aracılığıyla İstanbul sokaklarında neler olup bittiğini öğreniyoruz.” Andreas Ammer, Bayerischer Rundfunk “Remzi Ünal, hiç şüphesiz polisiye tarihimizin şimdiye dek yaratılmış en inandırıcı dedektif tiplemesidir. (…) Celil Oker, gündelik hayatın küçük ayrıntılarının çok canlı tasvirleriyle polisiyelerde sık rastlanmayan gerçek bir insan tipi yaratıyor.” A. Ömer Türkeş