"Daha önce aradığı şeyi başarıda bulmaya çalışmış, yine de içindeki boşluğu dolduramamıştı. Ancak şimdi onunla yan yana durup birlikte nehri ve ağaçları izlemek, o güne dek sahip olduğu her şeyin bir yalandan ibaret olduğunu fark etmesini sağlamıştı. Doğru yerde ve doğru anda, doğru insanla olmanın verdiği huzur sahip olduklarıyla kıyaslanamayacak kadar güzeldi.''
Brenna Lamont, eski nişanlısı onu aldatıp üstüne bir de tüm paralarını çalarak kaçınca büyüdüğü kasabaya, Benevolence'a dönmek zorunda kalır. Ailesinden saklamaya çalıştığı bu sır, yok olan umutlarıyla birlikte Brenna'nın omuzlarında büyük bir yük olmuştur.
Hayattan büyük bir beklentisi olmayan River Maynard ise felç geçiren üvey annesi Belinda'ya çiftlik işlerinde yardım etmek için Benevolence'a gelmek zorunda kalır.
Geleceğe dair umutları solan iki insanın bir araya gelip küllerinden yeniden doğuşunun hikâyesi.
"Bütün acılar azalır, yeter ki umudun olsun."