Mutluluğu yürek ferahlığı olarak değil, aklın tatmini olarak gören, aklına uymayan tutum, davranış ve sözlere karşı lafını esirgemeyen bir akıl adamı.
Yüzlerce yıllık karanlıktan sonra dünyamızı aydınlatanların; resim ve heykel yaparken tıpla, anatomiyle ilgilenen, köprüler tasarlayan, yazan, çizen düşünen Rönesans adamlarının bu çağdaki ve bu topraklardaki tezahürü. "İnsan, toplumun yarattığı her şeye: sanata, düşünce ürünlerine ilgili olmalıdır. Dünyaya merakla bakmalı ve haycanlanmalıdır," diyerek mimarlıktan tarihe, felsefeden edebiyata bir çok alanla ilgi merak ve heyecan duyan, kendini belli bir konuyla sınırlandırmayıp farklı dallarda eserler veren bir bilgi adamı.
Ama aynı zamanda bahçesinde domates yetiştiren, kendisine tanınan zengin olanakları reddederek memleketinde yaşamayı seçen ve toplumsal mutluluğu sevgide arayan gönül adamı: "Dünyada insanlar var, gönüller var. Bu gönüller, kalabalıkta bazı insanlarda ışıldar. Dünyayı aydınlatan onlardır. İnsan ne kadar bilgili ve akıllı olsa da kinden uzak, alçakgönüllü, sevgi dolu bir gönlü olmazsa mutluluk, ışıldayan gönüllürin varlığıdır."