Cemal Süreya’nın şairce ve yerinde saptamasıyla, şiirimizi elinden tutup sokağa çıkaran, ona kasket giydiren Orhan Veli Kanık üzerine pek çok şey yazıldı ve söylendi şimdiye kadar. Ama 36 yıllık bu kısacık ömrün aslında nasıl da dolu dolu yaşanmış verimli bir hayat olduğu tam anlamıyla görülemedi, elimizdeki beş on sayfalık tanıklığın aydınlatmak yerine daha da bulandırdığı bir efsaneye dönüştü.
Edebiyat tarihimize arkeolog sabrı ve titizliğiyle eğilen Haluk Oral, 2016 Sedat Simavi Edebiyat Ödülüne layık görülen bu kitapta, kendi koleksiyonundaki ve Orhan Veli arşivindeki belgelerle, tanıklıklara dayanan verilerle, mektuplar, fotoğraflarla hiç bilemeyeceğimiz ayrıntıları göz önüne çıkarıyor, yanlış bildiklerimizi düzeltiyor; şairin hayatını, bir roman kahramanıymış gibi ama biyografik gerçeklerden hiç kopmadan, deyiş yerindeyse yeniden kuruyor.
Böylece Orhan Veli’nin hayatına ve şiirlerine, çevresindeki insanlara efsanenin buğusundan sıyrılmış yepyeni gözlerle bakıyor, hem şiirimizi hem de şiire bakışımızı yenileyen bu gencin duyduğumuz saygıdan kat kat fazlasını hak ettiğini görüyoruz