Walt Whitman ve Mark Twain gibi Amerika’yı şair gözüyle görmek istedi Thomas Wolfe. Kendisini hiçbir zaman tam anlamıyla dile getiremedi, kitaplarında yalnızlığını ve
tecridini paylaştı. Meselesi her daim kendisi oldu, kendisini tanımaya, keşfetmeye çalıştı. Fakat Pablo Neruda’nın söylediği gibi “yakalanan tek şey, rüzgârda kapana kısılmış bir balık”tı onun için.
Atakan Karaduman “Sunuş”tan.
“Hiçbir yayımcı ve yazar tanıdığım yoktu. Bir arkadaşım 350.000 kelime uzunluğundaki devasa müsveddeyi aldı ve tanıdığım bir yayımcıya gönderdi. Birkaç gün, bir iki hafta içinde, bu kişiden kitabın yayımlanamayacağı haberini aldım. Söylediği şey aşağı yukarı şuydu: Yayınevi önceki yıl buna benzer birkaç kitap yayımlamış ve hepsi başarısız olmuştu, dahası kitap şu anki hâliyle hayli amatörce, otobiyografik ve beceriksizce yazılmıştı ki bir yayımcı bunu yayımlama riskine giremezdi. Öyle depresif ve bezgin bir hâle bürünmüş, iki buçuk yıl boyunca devam etmemi sağlayan yaratım illüzyonu öyle sönmüştü ki adamın söylediklerine inandım.”