Bir Zamane Çocuğunun İtirafları, ağırlıklı olarak öykü yazan Alfred de Musset'nin tek romanı. Daha doğru ifadeyle, kendi trajedisini kaleme alan de Musset'nin Goethe ve Lord Byron başta olmak üzere romantizmin ileri gelenleriyle hesaplaşmasının ürünü olan bir başyapıt.
Roman, fransız ihtilali ve ardından yaşanan gelişmelerin etkisiyle biçimlenen hayatların verdiği yaşama uğraşıyla başlayıp, bu durumu trajik bir şekilde deneyimleyen bir öznenin, bir rastlantı üzerine başlayan gönül ilişkisini konu edinmektedir. Elbette bu gönül ilişkisinde, heyecan, küçük mutluluklar, keyifli dakikalar, hoş paylaşımlar eksik değil. Ancak en önemlisi gönül ilişkisindeki kadın ve erkek olmak üzere iki tarafın da yüzleşmek zorunda olduğu çılgınlık ve delilik. Bu macerayı de Musset'nin, George Sand ile yaşadığı fırtınalı ilişkiden bağımsız düşünmemek gerekiyor.
Çünkü dikkatli bir şekilde bakıldığında şekil (Brigitte ile Octave) ile zemini (Sand ile de Musset) birbirinden ayırabilmek neredeyse imkansız. Kaldı ki bunu ayırmamamız konusunda daha romanın başında uyarmıştır da bizi de Musset. Ancak hepsinden önemlisi, kurguyu gerçekten ayırabilmek mümkün değilse eğer, kurguda Octave'ın, gerçekte ise de Musset'nin bu trajik maceraya bir son bulmaktaki başarısı. Bir Zamane Çocuğunun İtirafları, bir roman olduğu kadar, bir yazarın trajik gerçekle uzlaşmaya çalışmasının da güncesi. Çılgınlığını, deliliğini, kibrini, çektiği acıyı ve öfkesini nasıl akla uygunlaştırmıştır de Musset, tanıklık edeceksiniz.