Mary Lamb, deli bir baba, baskıcı bir anne ve aklı havada bir kardeşle tıkılı kaldığı evde yitip gitmektedir. William Ireland’la tanışınca, ona bir kurtarıcıya sarılır gibi yapışır. William, babasının kitapçısında çalışan silik bir gençtir. Tesadüfen tanıştığı bir kadının, merhum eşinin terekesinde bulduğu, Shakespeare’in imzasını taşıyan senedin, babasının ve edebiyatseverlerin nazarında kendisine saygınlık kazandıracağını ummaktadır. Senedi, mektuplardan şiirlere Shakespeare’in çeşit çeşit belgesinin keşfi izlerken Mary ile William kendilerini etrafları büyük ozanla sarılmış, hayaller içinde yüzer halde bulurlar. Asıl soru, bu hayallerin asılsız olup olmadığıdır...
Peter Ackroyd edebiyat tutkusu ile Londra sevgisini bir kez daha bir araya getiriyor. Hem on dokuzuncu yüzyıl İngiltere’sinin hem de Shakespeare döneminin ayrıntılarıyla bezeli Bir Zamanlar Londra’da, tüm zamanların en büyük ozanı üzerinden dönen bir gizem hikayesi.