"Bu kitap vatanın savunmasıyla başlayan, hayat mücadelesiyle biten, her sınıf halk arasında çeşitli işlerde geçmiş bir ömrün panoramasıdır. Bu ömür okurlara küçük bir ders verebilirse kendimi bahtiyar sayacağım. Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunun küçük bir birliğinden söz açacağım.
Bana öyle geliyor ki bu küçük birliğin çektiklerini, bu küçük birlikle bizim çektiklerimizi, bu hayatı yaşayanlar kadar kimse takdir edemez ve anlatamaz. Çok zor koşullar altında nasıl hayatta kalabildik ona şaşıyorum.
Savaş ve esaret beni o kadar dayanaklı bir hale getirmişti ki, ilk günlerde geçirdiğim ateşli humma dışında hiçbir hastalık görmedim. Erzurum dağlarında kışın çadır bile bulamayarak karların üzerinde yattık. Sefalet, açlık çektik.
Nezle bile olduğumu hatırlamıyorum. Anı yazmanın kolay bir iş olmadığının farkındayım, ama ibretle okunacak dört yıllık siper ve esaret hayatım var. Bu hayat, kusurlu yazılmışsa bile bence okunmaya değer."