“Çalışma alanı yelpazesinde veya kalitesinde Karl Popper’a rakip başka bir felsefeci yok… Siyaset, bilim, sanat… Popper’ın çalışmalarıyla aydınlatılmamış çok az düşünce alanı kalmıştır.”
– Bryan Magee
Bu kitap, sekiz yaşındayken sonsuzluk fikrine kafası takılan, on beşine geldiğinde babasının kütüphanesine dadanmış bir zihnin bitmeyen arayışının hikayesi. İki büyük dünya savaşına, Soğuk Savaş dönemine ve sonrasında Doğu Bloku’nun çöküşüne tanıklık eden, 20. Yüzyıl’ın en etkileyici düşünürlerinden Karl Popper, bu otobiyografik eserinde kendisini en çok etkileyen fikirleri bilhassa erken yaşlarda kendisini büyüleyen bilim ve felsefeyi anlatıyor.
Popper bu kitapta, hayatıyla ilgili pek fazla bilinmeyen yönlerini; müzik aşkını, Yahudi kökeniyle ilgili karışık duygularını ve Wittgenstein’la tartışmasını ve ondan sonra bir efsane haline gelmiş “poker” olayını anlatıyor. Döneminin birçok önde gelen bilim insanı ve filozofuyla etkileşimi olan