Yeni bir çağın eşiğindeyiz: Genombilim çağı. DNA dizilemenin hız kazanıp ucuzlaması sayesinde gitgide daha fazla insan kendi genomunu, hatta evcil hayvanlarınınkini diziletiyor. Genetik yapımızın özellikleri ve hastalıklara yatkınlığı konusunda hâlâ öğrenecek çok şeyimiz olsa da, bu gelişmeler, daha önce hiç karşılaşmadığımız olasılıkların ve etik meselelerin kapısını aralıyor.
Mikroorganizma yaşamının tam ölçeği ve çeşitliliği, örneğin az miktarda suda bile bulabileceğimiz virüslerin sayısı düşündüğümüzden çok daha fazladır. Sırf bir organizmanın ya da organizma grubunun genomlarını değil, büyük ekosistemlerin ve bölgelerin genomlarını, nihayetinde bütün gezegenin biyokodunu karşılaştırarak incelemek, genombilimdeki en son gelişmeleri anlatan bu kitapta ifade edilen en iddialı umutlardan biri.
Biyokod, tek tek genomlardan gezegenin genom havuzlarına kadar Dünya’nın biyokodunu keşfedişimizi müjdeleyen öncü bir çalışma.
Dawn Field, Ekoloji ve Hidroloji NERC Merkezi üyesidir. Araştırma görevlisi olarak çalıştığı Oxford Üniversitesi’nde Okyanus Örnek Toplama Günü’nü başlattı. Batı Manş Denizi Gözlemevi’nde “L4 mevkiine” ilişkin metagenom araştırmalarında yer aldı. Bu araştırmalar sayesinde o mevki, dünyada en iyi tanımlanmış mikroorganizma topluluğu oldu. Bu araştırma sahasında geniş çaplı uluslararası projelerin bağlantı noktası olan Genom Standartları Konsorsiyumu’nun kurdu.
Neil Davies, Fransız Polinezyası’nda Moorea’da yaşıyor. Burada California Berkeley Üniversitesi Gump South Pasifik Araştırma İstasyonu’nun yetkili yöneticisi. Moorea Biyokod Projesi’nin araştırma ekibinde. 5 milyon dolar bütçeli bu proje, adadaki mikroorganizma harici tüm türleri dizilemeyi (DNA barkodu) amaçlıyor. Oxford Biyoçeşitlilik Enstitüsü’nde birlikte çalışan Field ve Davies, birbirini tamamlayan deneyimlerinden yararlanarak, uluslararası Genom Gözlemevleri (GO) Ağı’nı kurdular. “Biyoçeşitlilik genombiliminin” bilimsel bir alan olarak tanınmasına çalışıyorlar.