İçinde mobilya olmayan bir ev düşünün. Boş mudur? Sanırım, bu soruyu cevaplamak için yeterli bilgiyi vermedik. Evde başka şeyler olabilir: İnsanlar, kıyafetler, yiyecekler ve evcil hayvanlar gibi. Bunların da olmadığını düşünün. Büyük küçük ne varsa çıkarıp atın. Yerlere paspas çekin, banyoyu pırıl pırıl yapın, pencerelerin tozunu alın. Şimdi ev boş mudur?
Bu kitap emlakçılık hakkında olsaydı, cevabınız muhtemelen “evet” olurdu. En azından ev yeni kiracısı için hazır denebilirdi. Peki, gerçekten boş mudur? Her ne kadar mantığımız bize odalar boştur dese de evin içinde hâlâ bir şeyler vardır. Duvarlar, yerler, elektrik kabloları, tuvaletler, küvetler ve mutfak tezgahları gibi. Bunları da çıkarın. Evi soyup soğana çevirin. Evi yıkmayacağız ama sanki evi yıkmaya hazırlandığınızı düşünün. Evin sadece kaba iskeleti kaldı. Peki şimdi boş mudur?
Elbette değildir. İçerde hâlâ hava var. Tek var olan da o değil üstelik. Ev, nüfusu büyük bir yerdeyse, büyük olasılıkla verici kuleleri de vardır ve bunların sinyalleri eve ulaşıyordur. Komşuların kablosuz internet ağları da aynı etkiye sahiptir. Evin pencereleri varsa, gündüzleri gün ışığıyla doluyordur. Radyo dalgaları ve ışınlar da elektromanyetik radyasyon çeşitlerinden olduğu için evde radyasyon vardır denebilir. Diyelim ki biri evin içinde elma düşürdü. Bu ev yeryüzünde bulunduğundan elma dünyanın yer çekimi etkisiyle evin zeminine düşecektir. Klasik fiziğe göre evin içinde yer çekimi alanı olduğu için ev yine boş değil denebilir.
Çok güzel, düşünmeye başladık. Bu iş giderek ince bir hâl almaya başladı. Ama biz bunun üstesinden gelebiliriz. Bu evi alıp uzaya yerleştirin; yıldızlardan veya diğer büyük kütlelerden uzakta bir yere. Havayı da boşaltın, evi her türlü radyasyondan koruyacak bir kalkan koyun. Elbette artık şimdi ev boştur. İçinde hiçbir şey yoktur. Yoksa var mıdır?
“Bilim adamları, filozoflar ve meraklı okuyucular için okumaktan zevk alacakları değerli bir kaynak.”
-Carlo Rovelli, Fizik Üzerine Yedi Kısa Ders kitabının yazarı