“Şimdi kalkacak ve niçin, ne uğruna yaşadığımızı soracaksınız. Rusya bir zamanlar edebiyatı ve sanatıyla ünlüydü. Ancak malum, bunların hepsi de çok gerilerde kaldı, kayboldu gitti. Edebiyat, sanat ve bilim Bolşevikler marifetiyle tarumar edildi ve öylece, bitirilmiş vaziyette duruyorlar.” Pyotr Demyanoviç Uspenski, çağdaşı olan Fransız romancı Marcel Proust gibi hafızayı ve hatırlamayı önceleyen, geçmişi yeniden inşa etme meselesini temel alan eserler yazmıştır. “Başka zaman ve mekânlar”ı yakalamanın tek yolunun geçmişin yeniden üretilmesi olduğunu eserleri aracılığıyla dile getiren Uspenski, “büyü”, “gizem” ve “öte dünya” kavramlarıyla ilişkili metinler kaleme alarak bunu bir öğretiye dönüştüren mistik bir yazar ve öğretmendir. Uspenski’nin Rusya’dan yazdığı ve geçmişi günü gününe kaydettiği bu metinlerse toplumsal bir günce olarak da okunabilecek niteliktedir. İngiltere’deki The New Age gazetesinde yayınlanan ve 1917 Bolşevik Devrimi’nin iç yüzünü aktaran bu mektuplar, Uspenski’nin tanıklık metinleri olarak okunabilir olmasının yanı sıra tarihsel olarak “toplumsal düzen”in yarattığı düzensizlikler ve açmazları ortaya koyması bakımından da oldukça dikkat çekicidir.
Yazar Hakkında:
Erken yirminci yüzyıl Rus edebiyatı geleneğinde insanın ruhsal gelişimini ele alan pek çok kitabın yazarı olarak tanınan Pyotr Demyanoviç Uspenski, 5 Mart 1878’de Moskova’da doğdu, 2 Ekim 1947’de İngiltere’de öldü. Gürciyev’in fikirlerini yorumlayan ve aktaran biri olarak tanınsa da onunla karşılaşmadan önce de yazdıklarıyla bilinen bir düşünürdü. Yazarın, Nietzsche’nin popülerleştirdiği “aynı hayatı yeniden yaşama” ve “sonsuz döngü” fikrinden etkilenerek yazdığı İvan Osokin’in Tuhaf Hayatı başlıklı bir romanı dışında Tertium Organum, Evrenin Yeni Modeli, İnsanın Olası Evriminin Psikolojisi, Mucizenin Peşinde ve Dördüncü Yol gibi eserleri vardır.