Maurizio Lazzarato'nun dünyanın dizginlerini ele geçirmiş neoliberal iktisada eleştirisi Borçlandırılmış İnsanın İmali, 2011 yılında yayımlandıktan sonra birçok dile çevrildi, sayısız tartışmaya ilham verdi. COVID-19 salgınıyla merkez bankalarının durmaksızın para bastığı, küresel çapta eriyen orta sınıfın yıllardır borç batağında ufalanan işçi sınıfına katıldığı, bireysel borçlanmanın zirve yaptığı bir süreçten geçiyoruz. Lazzarato'nun gösterdiği üzere borç, kapitalist ekonomi için bir tehdit olmak şöyle dursun, neoliberal projenin tam merkezini teşkil etmekte. Lazzarato, borcun her şeyden önce politik bir inşanın ürünü olduğu ve alacaklı/borçlu ilişkisinin günümüz dünyasının temel toplumsal bağ ve ilişkilerini inşa ettiği fikriyle yola çıkıyor. Dolayısıyla borç, ekonomik bir gösterge olmasının ötesinde, bireysel ve kolektif öznelliklerin üretimine, denetimine ve yönetimine ilişkin bir güvenlik tekniği olarak ele alınıyor. Bu imkansız durumdan çıkılabilir mi? Dönüştüğümüz şeyi başkalaştırabilir miyiz? Lazzarato bir reçete sunmasa da kapitalizmi yapılandıran temel toplumsal örüntüyü teşrih ediyor, borcun kapitalist mantığını serimliyor.
Lazzarato'nun kitabın İtalyanca edisyonu için yazdığı önsözle genişletilmiş bu basımla Almanya mucizesinin, kapitalizmin yarattığı yıkımı tersine çevirmek için dünyaya tavsiye ettiği reçetenin de ifşasını okuyoruz.