Iver B. Neumann ve Einar Wigen, milattan önce dördüncü binyıldan günümüze değin Avrasya bozkırlarındaki siyasal örgütlenmeyi kapsamlı bir şekilde izah ederek uluslararası ilişkiler çalışmalarındaki Avrupamerkezciliğe karşıt bir yaklaşım sergiliyor. Sosyal teorinin yanı sıra çeşitli arkeolojik ve tarihî ikincil kaynaklardan yararlanan yazarlar, ‘bozkır geleneği' olarak adlandırdıkları kavramın tarih öncesini, tarihini ve etkisini tartışıyorlar. Ayrıca uluslararası ilişkiler perspektifinden kaleme aldıkları bu çalışmada, bozkır geleneğinin erken dönem Avrupa devlet inşasındaki rolünü teferruatlı bir şekilde ele almalarının yanı sıra Türkiye ve Rusya gibi devletlerdeki siyasetin, bozkır geleneğinin giderek daha da baskınlaşan Avrupa geleneği ile melezleşmesi kapsamında nasıl anlaşılacağını açıklıyorlar. Ozan Çiftci'nin titiz çalışmasıyla dilimize kazandırılan Bozkır Geleneği: Ruslar, Türkler ve Avrupa Devlet İnşası adlı eser, uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi çalışmalarında oldukça gölgede kalmış bir fenomen olan bozkır siyasal geleneğine ışık tutarak, bu geleneğin günümüz Türkiye ve Rusya'sında politikayı hâlâ etkileyen kalıntılar olarak varlığını sürdürdüğü iddiası bağlamında oldukça başarılı ve son derece ilgi çekici bir anlatı sunmaktadır.