Çağımızda artık bütün dünyaya yayılmış olan bunalımı aşma kaygısı taşıyanların Kierkegaard, Marx ve Nietzsche’nin düşüncelerinden öğreneceği çok şey vardır. Çünkü günümüzün en temel sorunlarının ardında yatan nedenleri sorgulamak ve bu sorunları aşmak için felsefecilerin öncelik tanıyacakları şey, örneğin kültürlerarası sağlıklı bir dialog değil, bu dialogun da yapılabilmesinin koşulu olabilecek insan görüşleri olsa gerek. 19. yüzyılda olduğu gibi, günümüzün çeşitli toplum ve kültürlerinde, geleneksel düşünme biçimlerinden kaynaklı olarak, insan “değeri sıfır olan” bir varlık görülürken, insanın değerini yok sayan kültürler arasında sağlıklı bir dialogun gerçekleştirilebileceğini düşünmek doğru bir yaklaşımmış gibi görünmemektedir.