“Çağdaş Düşünme Yazıları” adlı serinin dördüncüsünü de böylece hayata geçirmiş olduk. Diğer kitaplarımızda olduğu gibi, bu kitabımızda da insanlığın bugünkü ve gelecekteki hedeflerini yazmaya çalıştık.
Gelecek, bir anda aniden ve dramatik farklılıkla oluşmaz. Gelecek, geçmişin fikirsel ve bilimsel birikiminin ürünüdür. Bugünü anlayabilmek için geçmişi, geleceği anlayabilmek için de bugünü aşamayı bilmek gerekir. Bütün aşamalar, insanlığın sistematik düşünürlerinin ürünüdür.
Türkiye’nin sorması gereken soru şudur: Bugünü ve geleceği üreten binlerce fikirsel ve bilimsel icatların neden hiçbirini biz yapmadık? Çünkü biz, sistematik düşünmeyi bilmiyoruz ve yapamıyoruz. Peki artık "beka" adı verilen, var olmanın yolunun düşünme işleminden geçtiği bir çağda Türkiye varlığını nasıl sürdürecek? Türkiye artık nereden, ne kadar ve nasıl para kazanacaktır?
Türkiye’nin sorunları, siyasal iktidarlarla çözülebilecek sorunlar değildir. Ülkede farklı zihniyete sahip insan yetişmiyor. Her kesim, aynı öz zihniyet yapısının farklı görüngüsel versiyonu gibi görünüyor. Sorunlar, kolektif zihniyetin çağdaşlaşması ile çözülebilecektir. Çünkü çağdaş sorunlar, çağdaş düşünmenin ürünüdürler. Mevcut kolektif zihniyetle Türkiye hiçbir sorununu çözemeyecektir. Üzülerek bulguluyoruz ki, kolektif zihniyetimiz çağdaş değildir. Peki neden gereğini yapmıyoruz? Toplum, kolay olan "muhafazakarlığa" sığınarak, bu zor olan zihinsel güncellenme işleminden kaçtığı ve ihmal ettiği sürece, sorunlar birikecek ve Allah muhafaza toplumu yok edecektir. “Birikmiş negatifliklerle pozitiflik üretilemez.”Negatiflikler, bir dağ kadar olsalar bile bir toz kadar pozitif üretmezler. “Unutmayalım ki, ihmal ettiğin şey, seni imha eder.”