20. yüzyılın ilk yarısı fizik tarihindeki en hararetli tartışmalara sahne olmuştu; fizikçilerin bir araya gelip çarpışan yeni teorileri tartıştıkları mecralar elbette vardı ancak bu mecralar arasında Fransız Felsefe Cemiyeti öne çıkıyordu, çünkü bu cemiyetin toplantılarına sadece fizikçiler ve matematikçiler değil, dönemin önde gelen filozofları ve hatta şairler bile katılabiliyordu. Dolayısıyla fizikçi, matematikçi, filozof ve şair aynı masa etrafında yeni sunulan bir teoriyi tartışabiliyordu. Bu teorilerin etkisi günümüze kadar devam ettiyse belki de en önemli etken böyle bir tartışma ortamı bulabilmiş olmalarıydı.
Görelilik Kuramı ve Kuantum Mekaniği gibi dünyamızı kökten değiştiren meselelerin tartışıldığı bu toplantılar, son yüzyılın bilim ve teknolojisini anlamak için kritik bir öneme sahip.