Divan Edebiyatı, geçmiş kültürümüzün eşsiz ve engin hazinelerinden biridir.
Divan edebiyatını anlarsak kültürümüzü, neler kaybettiğimizi ve neleri kazanabileceğimizi çok daha iyi anlarız. İşte bu eser bu konuda tam bir rehber.
“Can Veren Pervaneler” unutulmaya yüz tutmuş muhteşem mirasımız Divan Edebiyatı’nı küllerinden yeniden doğurmaya namzet ve okuyan herkese can verecek bir eser…
Bir sebeple o kadar iltifat ettiği şair Bâkî’ye öfkelenen Kanuni merhum, şiir kudretini konuşturarak onu memleketine sürgün yönünde ferman ısdâr eder:
Tabii biri şairlerin sultanı biri de Osmanlı Sultanı fakat ikisi de gönüllerin sultanı olunca ortaya aşağıdaki şaheserler çıkmış:
“Baki bed / Azm-i bülend / Bursa’ya red / Nefy-i ebed”
[Bâkî kötü adam; yüksek kararım odur ki -memleketi olan- Bursa’ya gönderilsin, bir daha da gözüm görmesin.]
Bu müstesna edebiyat için yine kendi kaleminden netice-i kelâm:
“Geçmiş Zaman Olur Ki Hayali Cihan Değer.”
İşte “Can Veren Pervaneler”, işte Divan Edebiyatı…