“Sanatın alegoriye kefenlendiği bir çağda insanca başkaldırının şiiridir Carmina Burana. Aşkla, şarapla yazılmıştır her bir dizesi, şarkılar ve danslarla süslenmiştir. Cıvıl cıvıl bir baharın müjdecisidir adeta; ıtır kokan kırların, gümüş rengi nehirlerin, yemyeşil vadilerin ve hercai gönüllerin. Ama şiirlerin görünen yüzüne yansıyan bu renk cümbüşünden derinlere süzülünce dizeler bulanır birden, hüzün sarar Latince sözcükleri; gerçek anlamlar, gerçek manzaralar, gerçek başkaldırışlar bütün çıplaklığıyla ortaya serilir. Kaderin çarkına takılmış çırpınan ruhlar, doğaya karşıt yaşam biçimine isyanlar, yaşam ve ölüm arasındaki gelgitler sarar sahneyi; şiir bireyselliğini yitiren insanın sessiz ve derin direnişinin şarkısı oluverir birden.”