“Alparslan Türkeş ile görüşen ABD Yahudi lobisi liderleri başlıca iki konuda hassasiyet gösteriyordu. Birincisi, Türk cumhuriyetlerinde Fethullah Gülen Cemaati okullarının alabildiğince yaygınlaştırılması, Cemaat gazetelerinin, radyolarının ve diğer yayın organlarının desteklenmesi. İkincisi, Toroslar’dan çıkarak Akdeniz’e dökülen Dragon Çayı suyunun bir an önce İsrail’e aktarılması için çalışma yapılması. Türkeş, bu iki konuda elinden ne geliyorsa yapacağını söyledi.”
ABD’nin başını çektiği Batılı petrol şirketlerinin ilgi alanında bulunan ve bir petrol denizi olarak tanımlanan Hazar Denizi çevresindeki Türk cumhuriyetlerinde iktidarları değiştirmek, darbeler düzenlemek, uygulamaya konulan planların zeminini hazırlayarak bölge halklarının gözünde meşrulaştırmak üzere sinsice teşkilatlanarak “hizmet” veren, üstyapısını Türkiye’deki gizli Yahudilerin, tabanını ise muhafazakâr Müslümanlardan bir kısmının oluşturduğu Gülen Cemaati…
Yüksek Mason Şûrası ile bağlantılı Cemaat okulları…
Cemaat’in KGB ve CIA ile ilişkileri…
Cemaat tarafından yönetilen, devlet kadrolarındaki “güçlü aygıt…”
Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı anlaşmasındaki “güvenlik” maddesi…
Cümbür Cemaat adlı kitabıyla hafızalarda yer edinen İlhami Yangın, Cemaat’in akıllara durgunluk veren ilişkileriyle, gizli anlaşmalarıyla, dağıttığı makam ve unvanlarla, okulları, gazeteleriyle etki altına aldığı devlet başkanlarının, başbakanların, gizli servis elemanlarının izini sürüyor, faaliyetleri uzun yıllara yayılan Cemaat’in İlk Darbesi’ni bilgi ve belgelere dayanarak anlatıyor.