Doğum, memeli hayvan türleri içerisinde sadece insan tarafından acı verici bir deneyim olarak yaşanır. Bunun sebebi açıktır: Keskin zekâya ev sahipliği yapacak büyük bir beyin.
Zekânın evrimiyle doğum sancısı arasındaki bağlantı umulmadık bir şekilde Eski Ahit’te kurulmuş gibidir. Havva, yılanın ya da ejderin kışkırtmasıyla iyiliğin ve kötülüğün bilgisini taşıyan ağacın meyvesinden yer. Tanrı bunun üzerine Havva’yı cezalandırır; ona “Acı çekerek doğum yapacaksın” der. Tanrı’nın herhangi bir bilgiyi değil de özellikle iyilik ile kötülük arasındaki farkın bilgisini yasaklamış olması ilginçtir.
Ejdere bundan sonraki hayatını yerde sürünerek geçirme cezası veren Tanrı her iki türü, sürüngenleri ve memelileri ayrı ayrı cezalandırmakla kalmayıp birbirlerine de düşman eder: “Onun soyu senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın.”
Carl Sagan’ın bilim ile mitoloji arasında çarpıcı paralellikler kurduğu bu klasikleşmiş yapıtını ilgiyle okuyacaksınız.
“Carl Sagan da tıpkı Midas gibi. Hangi konuya el atsa altına dönüştürüyor, Cennetin Ejderleri de öyle. İnsan zekâsı hakkında bu kadar büyüleyici ve cazip bir kitap daha okumadım.”
- Isaac Asimov