“Küba devrimi gerillalarından birisi olan oğlumun nasıl Binbaşı Che olduğunu ve Bolivya Dağlarına çıktığını anlayabilmek için,” diye anlatıyor don Ernesto; “geçmişin perdelerini açmak ve ailemizin atalarını tanımak gerekiyor. Hemen söyleyeyim; oğlumun damarlarında akan kanda İrlanda isyancılığı, İspanyol savaşçılığı, Arjantin yurtseverliği vardı. Belli ki Che’ye bizim asi atalarımızdan bazı özellikler miras kalmış. Karakterinde onu uzak yolculuklara, tehlikeli maceralara, yeni fikirlere çeken bir şeyler vardı.
Gençliğimde ben de yerinde duramayan, hareketli birisiydim. Önceleri benim Paraguay sınırında, Arjantin’in uzak bir eyaleti olan Misiones’de yerba mate çiftliğim vardı. Sonra Cordoba’da, Buenos Aires’de ve ülkemin başka şehirlerinde evler inşa ettim, inşaat şirketleri kurdum ama çoğu kez onları batırdım. Kendime hiç servet edinemedim. Başkalarının üzerinden geçinmeye alışık değildim, bu yüzden de başkaları benim sayemde geçindi. Ama ben bundan hiç pişman değilim.
Ne de olsa hayatta en önemli şey cüzdan değil, temiz vicdandır. Mali işlerim çok parlak olmasa da, tüm çocuklarım beş çocuğum var- üniversite eğitimi aldılar; nasıl diyeyim, insan içine çıktılar, ‘adam’ oldular. Ama en çok tabii ki de Ernesto ile gurur duyuyorum, o gerçek bir insan ve tam bir savaşçıydı.”