...“Çingene” ve “serseri” terimleri birçok kişi tarafından eş anlamlı olarak kabul edilir. Bununla birlikte, hiçbir şekilde durum böyle değildir, çünkü çingeneler serserilerle karıştırılabilse ve bazen de öyle olsa da gerçek profesyonel serseri ile Tachey Romanı’nın veya gerçek çingenenin çok az ortak noktası vardır. Serseri, belki de ırkımızın ilk içgüdülerinin, her birimizde medeniyet cilasının hemen altında olan içgüdülerin egemen olduğu biri olarak tanımlanabilir, çünkü biliyoruz ki, insan ırkının bebeklik döneminde, insan koşullarının yiyecek aramak için dolaşmaya ittiği ve eğer isterseniz, yetiştirme yoluyla geliştirilmiş, medenileştirilmiş bitkilerde olduğu gibi, her zaman ilkel olana geri dönme eğilimi olan başıboş, huzursuz ve yırtıcı bir eğilim vardır. Bu nedenle, her uygar insan, Doğa tarafından az ya da çok ısrarla toplumun geleneklerini göz ardı etmeye, açık havada yaşamaya ve gezinmeye teşvik edilir....”