Yurdu olan Kimmerya tepelerinden, Aquilonia’daki nihai krallığına, Conan yolculuklara çıktı,hayatta kaldı ve Hyboria Çağı’nda kendine kanlı bir yol çizerek serpildi. Bir paralı asker, bir hırsız, bir ödül avcısı, bir denizci olarak -yaptığı şeylerden sadece birkaçıydı bu- sayısız kez ölümden kurtuldu. Gençliğinde önce Kızıl Cadı’yla sonra da çocuk hizmetçileriyle karşılaştı.
Hepsi de ölü tanrı Razazel’e tapıyordu. Büyük bir savaşçı ölümü ne kadar çok atlatırsa kanı, Kızıl Cadı’nın ölü tanrısını canlandırması için ihtiyaç duyduğu güçle doluyordu. İlk karşılaşmalarında cadıyı öldürdüğünü düşünen Conan hayatına devam etmiş, arkada bıraktığı o anıyı unutmuştu. Ama Razazel’in müritleri onu hiçbir zaman unutmamıştı...