Bu kitap, Devlet-i Aliyye’nin; yani "Yüce Devlet"in yıldızının kararmağa başladığı dönemlerin (1789-1861 döneminin) trajik tarihidir. Izdıraplar, krizler, kayıplar, alçalışlar, çırpınışlar ve yalakalıkların dozunu gittikçe artırarak sürüp gittiği, geçmişteki kişilikli, vakur ve kendine has büyüklük ve yiğitliklerin azalarak nadirleştiği; ıslahat, yenileşme, taklit ve değişim adına yapılan şuursuzca icraatların devlet yöneticilerini bulaşıcı hastalık gibi sardığı, kendi ordumuzu topa tuttuğumuz, fakat "Yüce Devlet"i de devrin siyasi güçlerinin oyuncağı durumuna düşürmeğe başladığımız dönemin iniş-çıkışlarını gençlerimize ve entelektüel çevrelere anlatmak endişesiyle kaleme alınmış bir tarihtir. Bugün, İmparatorluğumuzun bünyesinden 200 yıl içinde neredeyse 20 devlet koparılıp sahneye konulduğu halde, 780 bin kilometrekareye sığıştırıldığımız şu vatan parçasında bile varlığımızı sürdürmekte zorlandığımızı farketmiyoruz! Hâlbuki önümüze "problem" diye getirilen hemen her konu III. Selim’den beri, hemen hemen aynı şeylerdir; getirenler de hemen hemen aynı siyasi mahfillerdir; niyetleri de, sunuş tarzları da hemen hemen aynıdır; propaganda tarzlarında bile fark yoktur; sadece terminoloji, kavramlar, kullanılan dil yeni dildir, yeni terimlerdir, yeni kelimelerdir... Üstad tarihçi Ziya Nur Aksun bunu görmüş, yeni nesillere bunu göstermek istemiş ve kendi vicdanı, idraki ve kavrayışıyla nesilleri ikaz etmek ve aydınlatmak için tarihini yazmıştır. Biz de onun yazdıklarını, bugünkü nesil için anlaşılır kıldık.